18 Ocak 2009 Pazar

Kapitülasyonlar

Tanımı :
Osmanlı İmparatorluğu'nda yabancılara verilen ekonomik, adli, idari vb. hak ve ayrıcalıklara kapitülasyon denir. Kapitülasyonların çoğu iki taraf için geçerli olsa da ekonomisi güçlü olan taraf kapitülasyonlardan fayda sağlarken ekonomisi zayıf olan taraf kapitülasyonlardan zarar görmüştür. [1]
Kapitülasyon kelimesi Latince caput'tan (baş) gelir ve baş eğmek, teslim anlaşması yapmak anlamlarını taşır.
Kapitülasyonlara örnek olarak Osmanlı kentlerinde örgütlenebilme hakkı, yabancıların kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda konsolosluklara yargı yetkisi tanınması, Osmanlı topraklarında seyahat, taşımacılık ve satış serbestliği, Osmanlı sularında gemi işletme hakkı verilebilir.
Osmanlı vatandaşları da Avrupa devletlerinde, bir Avrupalının Osmanlı ülkesindeki sahip olduğu haklara sahipti. Ancak Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanmaktaydı ve Avrupa ülkelerinde ticaret yapacak herhangi bir kesimi yoktu. Ayrıca Avrupalı devletler kendileri Osmanlı'ya mal ihraç ederken gümrük vergisi ödememelerine karşın, Osmanlı malları ithal edilirken gümrük vergisi alıyorlardı. Yani fiilen Osmanlı'ya bir avantaj getirmiyordu. II. Abdülhamid, kendi, Türk yanlısı panislamist politikaları diğer Müslüman ülkelerde yaymak amacıyla, Avrupa ülkelerinin sömürgelerinden Osmanlı'da eğitim almak için gelen müslümanlara Osmanlı pasaportu vermişti. Bu pasaportu taşıyan müslümanlar, kendi ülkelerinde kanuni dokunulmazlığa kavuşuyorlardı. Dokunulmazlıkları sayesinde panislamist ve Osmanlı yanlısı söylemlerini rahatça ifade edebiliyorlardı. [2]
Ortaya Çıkış Nedenleri :
Kapitülasyonların ortaya çıkışı öncelikle yabancı topraklara yerleşen yabancıların kendi ülkelerinde alışık oldukları güvenceden yararlanma isteğinden kaynaklandı. Diğer taraftan, Osmanlı İmparatorluğu'nda hukuk sisteminin şeriata dayanması Osmanlı ile ticaret yapan yabancıları kapitülasyon arayışına başlattı.Ayrıca Osmanlı'nın dış ülkelere borçlanmasından dolayı da oldu. Asıl ortaya çıkış sebebi ise coğrafi keşiflerden sonra Osmanlı'nın Akdeniz ticaretini geliştirmek istemesindendir. İlk kapitülasyonlar Kanuni tarafından Fransaya verilmişti.Burada amaç akdeniz ticaretini canlandırmanın yanında Hristiyan birliğinin oluşmasına engel olmaktı.
Evre Evre Kapitülasyonlar :
Birinci Evre [değiştir]İlk kapitülasyonlar Bizans, Selçuklu ve Akdeniz kıyısındaki Arap ülkeleri tarafından verildi. Bu devletlerin amacı ticareti kendi ülkelerine çekmekti.
17-18. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu da aynı nedenlerle Venedik ve Cenevizlilere kapitülasyonlar vermişti.

İkinci Evre [değiştir]İkinci evre, 12. yüzyılda Hindistan'a deniz yolunun keşfi üzerine başladı, zamanla Avrupa'nın merkantilist politikasının aracı haline geldi
Kapitülasyonlar 1740 yılında I. Mahmut ve XV. Louis arasında yapılan bir anlaşmayla sürekliliği olan devletlerarası bir ticaret sözleşmesine dönüştü. Bu evre sırasında Osmanlı hâlâ kendine yeterli bir ekonomik birimdi.

Üçüncü Evre [değiştir]Bu evre, "eşitsiz mübadele"yle başladı. 19. yüzyıldaki sanayi devrimi her şeyi değiştirdi. Osmanlı ve Avrupa arasında artık bir nitelik farkı doğmuştu. Osmanlı topraklarını Avrupa'ya tek bir pazar olarak açan 1838 ticaret anlaşması yalnızca bir ticaret değil aynı zamanda ileri düzeyde bir kapitülasyon anlaşmasıydı. İhracat yasağı ve devlet tekelleri kaldırıldı. Yabancı tüccarlar yerli tüccarlarla aynı haklara sahip oldu. Bundan sonra Osmanlı artık mamül mal üretemeyecek, kumaş yerine iplik, iplik yerine ham pamuk ya da yün hatta pamuk kozası satar hale gelecektir.
Yabancıların ayrıcalıkları zamanla gayrimüslim Osmanlılara da tanındı. Osmanlının borçlanmaya başlaması kapitülasyonlarla birleşince, Osmanlı kendisini önce Düyun-u Umumiye'ye teslim etmiş, ardından yabancı şirketlere çok büyük imtiyazlar vermiş (demiryollarının işletilmesi gibi) ve sonunda Sevr Antlaşması'nın Osmanlının tüm maliyesini elinde tutacak olan bir Maliye Komisyonu kurulmasını öngören 232. Madesini kayıtsız şartsız kabul etmiştir.

Kapitülasyonların Kaldırılması [değiştir]Kapitülasyonları kaldırma sözü kurtuluş Savaşı'ndan önce 1856'da alınmıştır. Ancak, Osmanlıya verilen bu söz hiçbir zaman yerine getirilmemiştir. İttihat ve Terakki'nin 1911 yılında kaldırdığı kapitülasyonlar Sevr Anlaşması ile daha da güçlü bir şekilde Osmanlı'nın sırtına bindirildi.
Kapitülasyonlar Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler Birliği ile yapılan 28 Mart 1921 Anlaşmasının 7. Maddesiyle "geçersiz ve kaldırılmış" sayıldı. Kapitülasyonların gerçek anlamda kaldırılması ise Lozan Anlaşması ile gerçekleşti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Sayac Ekle