3 Ocak 2009 Cumartesi

Metal Fırtına 2 - Kurtuluş

Yazar : Burak Turna
Tür : Roman / Türk Edebiyatı
Yayın Evi : Timaş Yayınları
Resim :

Özet
:


Sir Eli denilen kişinin ekonomik desteğiyle, Stillson ABD’nin başkanı olmuştu. Fakat bu başkan sadece Sir Eli’nin verdiği emirleri yerine getiren kukla, göstermelik birisiydi. Perde arkasında hükümeti yöneten asıl kişi ise Sir Eli olacaktı. Gayri meşru yollarla hükümet olan Stillson sadece onaylayan konumundaydı. Bir gün kabine ilk toplantısını New York’ ta yapmıştı. Stillson toplantıya çağırdığı Sir Eli’ yi kabineye tanıtıyordu. Stillson ayağa kalkıp Sir Eli’ ye yer vererek kenara çekildi. Sir Eli, Stillson’ a hiç bakmadan başkanlık koltuğuna oturarak bütün gücün kendisinde olduğunu göstermişti.
Beyler çok önemli bir görev için buradasınız diyerek söze başlar. Emir veriyor gibiydi ve bunda ciddiydi, gerçek başkan gibi davranıyordu. Stilson ise onun yanında başıyla onaylayan kişi konumundaydı. Hedeflerini bir bir sıralamaya başladı. Bütün taşeronları ortadan kaldıracağız. Gerçek imparatorluk bugün ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bakanlardan tek isteğim amerikan ordusunun harekete geçmesi için düğmeye basmalarıdır.

Şimdi ana planlarımızı uygulamaya koyabiliriz. İlk olarak Ortadoğu’yu tam bir kaosun ortasına sürüklemeliyiz. Bu kaos sayesinde top yekün savaş çıkararak Müslüman dünyayı yenilgiye uğratmalıyız. Ortadoğuda taşeron devletlere ihtiyacımız kalmamalı. İsrail’ in bile bizim için bir önemi yok artık. İsrail etrafına gereken zararı verip ondan sonra ortadan kaldırmalı. Yani Ortadoğu’da yakılacak ateşle beraber Amerikan politikalarına muhalefet edebilecek hiçbir devlet yapısı kalmamalı, oradaki Yahudiler Amerikanın kontrolüne geçmelidir. Amerikan ordusunun Suudi Arabistan ve İran’ a saldırması için Amerikalılar, Amerika’da büyük bir terör eylemi düzenleyerek bu eylemin sorumlusu olarak İranlılar ve Suudiler gösterilir. Buna karşılık olarak Suudi Arabistan’daki kutsal toprakların ele geçirilmesi emri verilir. İsrail’de büyük bir patlama yapılarak İsrail bu saldırının İran tarafından yapıldığı zannedilerek İran da savaşa sokulur. Ortadoğu’da tek büyük bir devlet kurulmasını sağlamak için federal bir yapı oluşturularak kontrolünün Amerikanın denetiminde olmasını sağlamaktır.

Amerika Suudi Arabistan topraklarına hava saldırısı başlatarak savaşı başlatmıştır. İran da Amerikan Hava Kuvvetleri uçaklarına karşı taarruz harekatı başlatmıştır. Suudi Arabistan tüm Müslüman ülkelere çağrıda bulunarak cihat ilan etmiştir.

İstanbul’da ise Dolmabahçe Sarayında Türkiye’nin ev sahipliğinde Rusya, Çin ve Hindistan Amerika’nın yapmış olduğu saldırıları toplantıda konuşuyordu. Gelişmeler hakkında görüşmeler yapılıyordu.

Türk Pilotları da Rusya’ ya giderek Rus uçaklarıyla ortak olarak Amerikan uçak gemilerine saldırıda bulunmuştur. Birçok Amerikan uçağı düşürülmüştür. Kısmen Türkiye’de Rusya ile birlikte savaşa dahil olmuştur.

Amerika, Türkiye’ye bir CIA Ajanı olan Michael Einckharff’u gönderir. Bu ajanın geliş sebebi ise Dışişleri Bakanı olan Abdullah GÜL’ü kaçırıp Amerika’ ya götürmektir. Bunun için gerekli tüm planları yapan ajan uygulamaya tam geçecekken Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL üç – beş kişilik bir heyetle Amerika ya gider ve ajan da dönmek zorunda kalır.

Abdullah GÜL’ün Amerika’yı ziyareti esnasında kaybolduğu bildirilir. Fakat olay kaybolma değil kaçırılmadır. Kaçırıldıktan sonra dört metrekarelik bir hücrede hapis tutuluyordu. Daha sonra Abdullah GÜL ve diğerlerini Teksas’ta Bilimsel Araştırma Merkezinde tutuyorlar ve beynini yıkamaya çalışıyorlarmış. Bakanların beynini yıkayıp daha sonra da serbest bırakacak ve o sayede Türkiye Amerikanın istekleri doğrultusunda yönetilecekti.

Gri Takım Üyesi Amerika’ da Türkiye lehine çalışan ajanlarından Mert, Han, Kurt, Deniz ve Amerikalı Tracy isimli hayat kadının çalışmaları ile Abdullah GÜL ve diğer bürokratlar kurtarılmıştır.

Kuzey Irak’ta Hakkari Dağ Komando Tugayında görevliyken bir operasyon esnasında Asteğmen Selçuk girdiği çatışmada Amerikan askerlerine esir olur ve Amerika’ya götürülür. 2 yıl boyunca bir Araştırma Merkezinde tutulduktan sonra Abdullah GÜL’ün de aynı yerde olduğunu öğrenir. Yangın çıkartarak Abdullah GÜL ve diğer bürokratların kurtarılmasını sağlar.

Büreyde yakınları / Suudi Arabistan

Amerikan 1 nci Tank Tümeni General Smith komutasında Suudi Arabistan topraklarında hızla ilerliyorlardı. Hedefleri Kutsal toprakları olduğu bölgeyi ele geçirmekti. Amerikan askerlerinin içinden bazıları oraya gitmek istemiyorlardı içlerinden sürekli olarak kaçmak geliyordu ama kısılıp kalmışlardı çölde.

Akşam olmak üzereydi ve etraftan Tank Tümenin öncü kuvvetleri arasındaki zırhlılar üzerlerine doğru gelen RPG Roketleri Topçu Atışları, makineli tüfek atışlarıyla başlayan atışların General Smith’ın sinirlerini bozmuştu. Çölün içinde ciddi büyük bir kuvvet gizliydi. Bir Amerikan askeri Gn.Smith’ e gelerek “Komutanım büyük bir direnişle karşı karşıyayız”. Çok profesyonelce Suudilerden beklenmedik şiddetli ve kararlı ateşle karşılaştık. Türkiye’den Kayseri Komando Tugayı Tuğgeneral Hasan KARA’nın komutasında dünyada eşi benzeri az bulunur bir harekatla Suudi Arabistan çöllerine girmişti. Takımlara ayrılıp Suriye bağlantısı üzerinden gizlice çölü geçmiş ve Amerikalılardan habersiz HİCAZ’a yaklaşmışlardı. İki Taburuyla BÜREYDE etrafına yerleşirken iki Taburda Tank Tümenin yolunu kesmek üzere geniş bir alanda yerli halkla beraber direniş hattı oluşturulmuştu. Amerikalıların bundan haberi yoktu. Tümen ilerledikçe daha fazla direnişle karşılaşacaktı.

Tabur Komutanı Binbaşı Hakan havancılara emir vermişti. Durmaksızın ateş edilecekti. Havan toplarının yerinin belirlenmesi zordu. Bu gerçekleşinceye kadar Tümenin geri çekilmesi için baskı yapacaktı.

Amerikan Uçakları, Apaçi helikopterleri hava saldırılarına başlayınca ölüm makineleri kan kokularını almış köpek balıkları gibi hedefe üşüşmek için uğraşıyordu. Uçakların geldiğini gören Bnb.Hakan Metal Fırtına operasyonu nedeniyle daha önceden tecrübeliydi. Özel olarak seçilmişlerdi. Türk birlikleri hazırlıklıydı. İki Tabur asker yeterli değildi. Ama Tugayın geri kalanı daha geniş bir alana yayılmıştı. Bnb. Hakan’ın emriyle Havan Topları Amerikan askerlerine ardı ardına ateşe başlamıştı. Öncü Tank birliklerinin askerleri zırhlı aracın üstündeki kapaktan dışarı çıkarak makineli tüfeklerine hedef arıyordu.

Amerikalı Generalin sinirleri aşırı derecede bozulmuştu. Telsizden hava kuvvetlerini isteyerek bu işi yapamayacaksa defolup gitsinler diye haykırıyordu

Apaçiler ve A-10 uçakları da belirmişti. Daha önceden hazırlanmış sahte mevzileri bombalayıp gidiyorlardı. Amerikan uçakları ve helikopterleri birer birer RPG ve taşınabilir uçak savar silahları ile avlanarak tek tek düşürülüyordu. Gelişmiş Amerikan silahları hiçbir işe yaramıyordu.

Türk askerleri ve yerli gönüllülerle birlikte bedevilerin ellerinde nereden geldiği belli olmayan birkaç ton C-4 olduğunu öğrenen Bnb. Hakan bütün C- 4’leri belli bir derinliğe gömmüşler ve etrafına da binlerce 155.lık top mermisi RPG mermilerini yerleştirerek bir cephanelik oluşturulmuştu. Amerikan Tank birliklerinin üzerinden geçerken ateş edilerek patlatılmıştı.

Amerika, birliklerinin çok fazla kayıp vermesi üzerine ve hava desteğini de yitirmesiyle bir toplantı yapar. Ne yapılması gerektiğini sorar fakat General Smith’ten korktukları için hiç kimse cevap veremez. Yarbayın bir tanesi şöyle bir manevra şekli sunar. Komutanım; ortada bir yarma harekatı yaparak ilerleyebileceklerini düşünmektedir. Bu fikir kabul görür ve hareket başlar. Türk birlikleri de bunun yapılmasını bekler. İleri gözetleyici Subayı Teğmen Alper gelişmeleri Tbk.Bnb. Hakan’a bildirerek Tank Zırhlıları ilerlemeye başlayınca daha önceden gömülen C-4 patlayıcılarının patlatılarak cephanelik şeklindeki tuzak devreye sokularak bu patlamayla bütün tanklar ve araçlar ses ve basıncın etkisiyle hepsi etkisiz hale gelmişti. General Simth’in aracıda devrilerek yaralanmıştı.

Modern tarih geride kalmıştı sanki karşısındaki insanlar öyle iyi kamufle olmuş ve o kadar hareketliydi modern savaş teknikleri işe yaramaz hale gelmişti.

General Smith etrafında yavaşça ilerlemekte olan tank ve zırhlı araçların birer birer durmaya başladığını fark etmişti. Dağ gibi bir kum bulutu bütün savaş alanını sarmıştı. Askerler birbirlerine yakın bir şekilde hareket ediyordu. Kum fırtınası zamanla şiddetini arttırmış, tüm silahların namluları kumla dolmuştu. Silahlar işe yaramıyordu. Kumlar hepsini yutacak duruma gelmişti 50 metreyi bulan kum bulutları her yeri dağıtıyordu. Karanlık çökmeye başlamıştı. Nefes bile almak mümkün değildi.

Bütün silahlar susmuş bir işe yaramıyordu. Amerikalılar ve Türkler karşılıklı olarak tüfeklerine süngülerini takarak artık süngülerle muharebe ediyorlardı. Tüm her yer ölü ve yaralılarla dolmuştu. Savaş neredeyse durma noktasına gelmiş hatta tamamen durmuştu. Bir süre sessizce beklediler. Komutanlar yavaş yavaş öne doğru gelmeye başladılar. General Smith ve Tuğgeneral Hasan KARA karşı karşıya geldiler. Amerikalı askerler de yavaş yavaş öne doğru gelerek birbirlerine yaklaştılar. Aynı hareketi Türk Askerleri ve Arap siviller de yaparak savaş bitmiş oldu.

Sonuç olarak Arabistan çöllerinde tüm dünyaya hakim olmaya çalışan ekonomi ve teknolojinin işe yaramadığı bir savaşta Amerika’nın Türk ordusu karşısında başarısızlıkla sonuçlanan savaşın Türk Subaylarının ve askerlerini dahiyane fikirleri ve harekatı sonucu zaferle sonuçlanmış olmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Sayac Ekle