3 Ocak 2009 Cumartesi

Terliğin Teki

Çok yakın tanıdığım Musa bey ve onun Terlikli Ahmet lakabıyla tanınan bir arazi sınır komşusu vardı.Arazilerinin sınırı bir su hark’ı (Toprağa eşilmiş su kanalı) ile ayrılmakta iki koca söğüt ağacı ortak sınırı belirlemekteydi.Terlikli Ahmet Cimriliğiyle ve hasisliğiyle tanındığı için köyde fazla seveni olmazdı.Parası olduğu halde ucuz diye yaz,kış terlikle dolaştığı için bu lakabı yöre halkı ona vermişti.Musa bey’in vefatı nedeniyle araziyi çocukları ekip biçemiyordu.Bunu fırsat bilen Terlikli Ahmet birgün koca bir dozeri araziye sokup çapı nerdeyse bir metreyi bulan asırlık söğütleri dozer yardımıyla söktürüp koca köklerinin açıklığıyla ortaya çıkan boşluğa sahip çıkıp kendi arazisine kattığı haberini köydeki Halasından alan Musa Bey’in oğlu Recep bana telefonla bu olayı bildirince beraber görev yaptığımız için ricası üzerine görev yerimizden izin alıp araziye bakmaya gittik.Vaziyet iç açıcı değildi.Musa Bey’in oğlu Recep Terlikli Ahmet’e,
-Şu işi yaparken hiç mi Allah’tan korkmadın?dedi.Terlikli ahmet zafer kazanmış komutan edasıyla pis pis sırıttı.Recep kendimi tutamadı,
-Allah belanı verir,inşallah dedi.

Recep adamı mahkemeye veremedi.Arazıler kadastrolu olmadığından akraba olmayan yöre halkı Terlikli Ahmet’in hışmından korkup şahit ve bilirkişi olmamıştı.Çaresiz görevimize geri döndük.

Olayın üzerinden 5-6 ay kadar geçmişti.Recep telefonla bana Terlikli Ahmet’in arazisine kattığı çukurun başında kalp krizi geçirip öldüğünü cenazesini kaldırmaya 4 kişinin zor bulunduğunu haber aldığını söyledi.

Yıllık izinde Receple beraber köye gittiğimizde Terlikli Ahmet’in arazisine kattığı yerde geriye kalan terlikleri hala duruyordu.Adamın naaşını kaldırırken belkide telaştan terlikler orada unutulmuştu.Recep’e de Terlikli Ahmet’in o güzelim ağaçları şökerek elde ettiği çukura terlikleri gömmek kalmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Sayac Ekle