3 Ocak 2009 Cumartesi

Ufacıktım Kitap Özeti

Ufacıktım
Ana babası tarafından kutsanmıs dördüncü çocuktu romanımızın küçük kahramanı. Dogarken kutsanmak bir Hıristiyan gelenegidir.
Dagların arasındaki köyden biraz uzakta yasayan bir ailenin çocuguydu Minu. Bu meraklı, ögrenme istegiyle yanıp tutusan çocuk, yatakta uyumayı beklerken bile “Insan nasıl uyur, bunu görmem gerek.” düsüncesi içinde. Bu merak bazı zamanlarda da onu zor durumlara sokmustur.
Köyde en büyük tehlikelerden biriymis kurtlar. Annesi ve kardesleri hep ona bunu ögütlemisler. Karanlık ve kardan bembeyaz kesilmis bir geceydi. Böyle zamanlarda evden dısarı çıkmak yasaktır. Odada kardesleriyle birlikte babasını bekleyen Minu’nun yanına birden annesi gelir. Annesi merakla kulak kabartmaktadır. Uzaklarda birseylerin sesini dinler gibi bir hali vardır. Büyük agabeyde ona katılınca “Acaba insan en fazla ne kadar uzaktan gelen sesi duyabilir?” sorusu Minu’nun aklını kurcalamaya baslar. Ama köpek havlamaları ve hırlamalarıyla birlikte atılıp kosturma sesleri dalgınlıgını alır. Anne, o anda “Kurt!” diye haykırdı. Minu’nun hep korktugu ama bir türlü göremedigi kurda ilk kez bu kadar yakındı. Annesinin sesi titriyordu. Bütün kardesler kapıları kitliyor iken Minu pencereden sarkmıs kurtları izliyordu ki ayaklarının altındaki tabure kaymıs asagıya yavasça yuvarlanmıstı. Soluksuz oldugu yerde samanlıga düsen Minu kurtlardan uzaktı ama büyük bir ceza bekliyordu onu. Samanlıkta karanlıkta bekletilecek, hapsedilecekti.
Karanlıktan korktugu için gizliden yanına aldıgı gaz lambasıyla cezaya girmisti. Samanlıkta karanlıkta bekletilecek, hapsedilecekti.
Karanlıktan korktugu için gizliden yanına aldıgı gaz lambasıyla cezaya, samanlıga girmisti. Samanlıga gaz lambasıyla girmek büyük bir hataydı. Ya lambayı söndürmeden uyursa… Nitekim öyle oldu ve devirdigi gaz lambası yüzünden, üstelik kendiside içerideyken yangın çıktı. Çaresiz kalan hiçbir yere gidemeyen Minu öylece bekliyordu ki alevlerin arasından bir karaltı geldi ve onu dısarıya attı. Agabeyiydi bu. Öylece çimlerin üzerinde yatan Minu gökyüzüne dalmıs, alevlerden uzak bir yerde yıldızları izliyordu. Dısarıda bir kosusturma vardı. O içinden “Eger Tanrı varsa simdi beni ve ailemi kurtarsın.” dedi, ama bu o kadar zordu ki. Ve sonra Minu küçük bir çocugun ilk ögrenmesi gerekenin herseyi tanrıya bırakmamak oldugunu anladı ve hayatının bu ilk önemli dersine daha yenilerini, daha da önemlilerini eklemek üzere agabeyininde yardımıyla ayaga kalktı ve yeni bilgilere dogru ilk adımı attı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Sayac Ekle